Pazartesi, Haziran 11

içimdeki yazı dışımdaki yazı



Kendimi bildim bileli kendimi ifade etmeye yönelik konular ilgimi çekti, yazarlık, oyunculuk, şarkıcılık.
Yazı dışında hepsinin kursuna gittim, hep sonunda bu iş kursla olmaz veya kursla olacaksa bile bu insanlarla olmaz diyerek ya yeni yerler denedim ya da vazgectim. Yoga ve yazıda sanırım bir şeyler olmaya başladı. Yazı ile ilgilide dolaylı yoldan senaryo workshop'ına gittim, aynısı oldu. Sonunda anladım ki, konuyu seviyorsan ögreteni es geçmek lazım. Bazı durumlarda da kendini es geçmek, ciddiye çok almadan sadece orda o an sana faydalı bilgiyi almak ve kendinde harmanlamak. Ne yapacaksan da kendi kendine yapmak.
Gerisine karışmamak. 

Yoga hocası bizimle ders yapmadan önce kendi yogamı yapıyorum, sonra derse giriyorum diyor. Bu sabah yazı yazmak için erken uyandım. Dış dünya için yazdım. Önce kendi yazımı yazıp sonra dış dünya için yazdığım yazıya geçseydim aynı ritüeli gerçekleştirmiş olacaktım. Tam tersini yaptım. Yazdıkca yazasım geldi. Sevdiğin bir konuda iyi bir sıralama,  iyi bir felsefe, önce kendin, sonra başkaları için yazmak.

Sabahları seviyorum, geçtiğimiz haftalar dengesiz, gergin ve verimsiz geçmiş olsa da akşam erken yatmak, yazıya uyanmak erken kalkmak,  kendimi sevdiğim bir iş uğruna disipline etmeyi seviyorum.  Hayatım biraz karıştı. Bir şeyler içime sinemeden devam ediyor. İzliyorum.
Yoga benim kürkçü dükkanım, evim gibi. Hakiki dost gibi. Hala benim dışımda aslında, içinde olduğum bir kavram ancak ta kendisi değilim onun, olma yoluna çıktım. Bitmeyecek bir süreç olması beni motive ediyor. 

Gecikmeler, takılmalar ve moral bozukluğundan kaynaklı dıraklamalar geride kaldı hissindeyim. Haftasonum, ailem, sevdiğim insanlar ve dans ile geçti, sanırım bu oldu beni toplayan. Hayatımda olmayan ancak gönlümde olan kişiye rastlamam, birbirimizi görme anındaki gülümsemesi ve ifadesi de iyi geldi, memnun etti, mutlu etti, saçma belki ama umut verdi. 

Haziran Salı Perşembe yoga, sonrasında kendi kendime devam.
Zaten genelde kendi kendime, yoga'da neden öyle olmasın ki?


Hiç yorum yok: