Cumartesi, Ekim 30

6 sene önce bir zaman

book of answers kitabının da oldugu bir mekanda, adını vermicem cok bilindik,
bir takım kız, elimizden kitabı cekiştirp biz bakıcaz, buralar bizim yapmıslardı
hırs ve kıskanclık..
oralar sizinse zaten cümle içinde kurmanız gerekir mi?
kitabı eve götürmeyi hiç düşünmemiştik.

kızlardan biri sonrasında sevgilisinden de kıskandı,
ona da anlam veremedik..

neyse 6 yıl gecti, ögrendim ki, o kız o kız ve arkaası..

yazı okununca ekizokızı hissi verdi, bizim köyden komşular.

done ve rıfat

bugün çalışma arkadaşlarım done ve rıfattı. vereceğimizine vin temizlikçileri, sabah onlarla karsılastıgımda suratları asık, hayattan bezmiş bir havaları vardı, kendine pek bir görev ayrımı sagamıs, bana herseyi en ince detaylarına kadar anlatıp anladın mı edasında olup, tüm işi yan çizmek, adam dinlememek ve ben biirim olan aslında tam benlik bir sahıs onları arabana hadsizce azarlamıs.
seytan dürrtü, bende o bana camarsıhane ile ilgili gene sorulmadan bence kur temzıleme ve diye baslayan bitmeyen tukenmeyen acıklamalar yaparken direk, sen al götür ve senin sorumlulugunda bunlar gittikleri ebata ıslak temizleme ve üyü olarak geri gelecekler dedim.

Done hanım, bana sen gibi davransalar ben mutfagı 7 kere silerim dedi,
herkes sevilmek istiyor, sevildiğini bilerek calışmak, o zaman severek çalışıyor..
yaptıgın iş, temizlikte olsa, doktorlukta. bende dokturumu sevmediğim için degiştirdiğim oldu.

bu konu karısık.
seviyorum sevmiyorum, sıcak soguk secimlerle bugüne kadar geldim.

yorulmusum yazamıyorum daha fazla.
sanırım temetık olarak
sevgi
sevdiğin iş için tuvalaet temizleyip çöp atmak
herkesin ne işte olursa olsun içinde büyüttüğü komplekleri karsıya yansıtması
iş secmesi
ben bunu yapamamları
nasıl gidip pazarlık yapmassın ve ya hiç yardımcı olmassın.
adam dinlemezsin ve dinlemediğin yanlıs bilgi ile kişilerin bir saatine mal olabilirsin.

kurtulus caddesinde, tasfırında yemek fena değil ancak etrafa baktıgımda burası da istanbul diyorum, zamanında eas istanbul burasıymış, diyorsun..gene de seviyorum. istanbul u ..burda etrafta gördüklerim ve kişiler ile bir bag kuramasamda, küçük pazarı andıran manavları sevdim. İtalya balkonlarından küçük fransız köylerinden sarken sardunyalardan bol bol sahip olunan sadece bir handa tek balkon olan evi sevdim, s ile başlıyor hanın adı ancak su an aklımda degil.
Salı günü konuk sanatcı getirirken özel gidip oranın fotografını cekiyor olacagım.

içeride done teyze celiktepeli mesela ve ben celiktepeyi hiçbiryere deişmem diyor,şimdi gidicem akşamları balkonumdan dısarı bir bakıcam oh tüm yorgunlugum gidecek diyor, o denli keyifli ki, memenun oldum. bizim sevgili teknik olmayan hiçbirseyden sorumlu durmayan, dinlemyen sinir bozucu bey ise gelip bu kişiyi azarlamış.

tatsız, gereksiz.

birde dün aksam gece bir suları uykumdan uyandım cebimde missed call vardı, eski bir sevgili..
sonra mesaj attım, hayırdır birini gördün de bana haber vermk için mi aradın, hayır kızııııım diye yıllar önce kulaklarımda cınlayan kırmızı perdeler zamanı sesiyle cınladı.. bugün arayaı dün gece benim cumhuriyet bayramımı kutamak için araıgını söyledi.
erkek psıkılojisi, içinden o gelmiş.

su an perdeler takılıyor
kimse akıl yurutmuyor tüm perdeler asılmıs ve pede arttı deniyor, herkes kendi işi hakkında ne olursa yaptıgı akıl yürütmeli
biri ince tül ve altta digeri de kalın ve ustte gibi dusunulmuyor veya artanları yanına assak daha da ıyı olabilir mi gibi, neden evde fazla perde cıksın?

bu bir cahil insan örneği okulsuz yani..
okullusu da var boyle ellemem dokumamam diyen

en guzelı herseye elleyıp dokunana kaldırıp konduran okullu veya okulsuz
konu cunku kumasında..
kumasında olmayan kişiler ise karın agrısı her an..

işin mutfagı bu ise, girdim, memnumiyet hakim.
sevdiğin bir iş ugruna gerekirsem tuvalet de temizlersin denir, mecazi yaptım.

iş tanımı ve içeriği de bana bağlı, herseyin bende düğümlenmesi gibi, o da bende düğümleniyor.

Cuma, Ekim 22

kadim dost coka'ya..

Coka Merhaba;

Madem bu bloga her an birsey olabilir ve sen baska bir aleme gidebilirsin hissi ile gelip okuyorsun, meraktasın, al sana bir yazı. Konu sensin, bu gün de bu oldu.

İçim içime sığmıyor, sabah dusta gene cok eglendim, bugün için kendimle konustum, şu an uykun var evet ama bir an önce uykunu unut ve işe git dedim. Teomanın o kadar güzelsin ki sarkısını, o kadar osmansın ki özge kaldım yanında diye çığlıklar atarak söyledim. Fonda beynimde bir yerde de dün aksam ki hint muziği..

Seninle konusmalarımızı ve dünyayı algıladıgımız ve önemlisi de dünyada algılayaMAdığımız yeri cok seviyorum.
İlelebet algılayamayacağımız çirkinlikler bize dokunmadan hep etrafımızda olacak, ve biz o sırada yerdeki salyangoza bakıyor ve ya bulutların varlıgı ve yoklugunu tartısıyor olabilir, biraz gercek biraz yalan yasarken kişiler, hep kendi gerceğimize sahip cıkıp, birbirimize ve yakınlarımıza hiç yalan olmayacağız.

Ben bunu hissediyorum ve yaşıyorum.

Kız kardeşin gibi seninle ilgili meseleleri üstüme alınıp mesele etmeyi de seviyorum.

Aramızdaki keyifli durum nerde nasıl basladı ve gelişti o kısmı kacırsam da, şu an olanla çok mutluyum. Birbirimizin hayatına açtığımız pencereler ve tanımadığımız hayatlara yaptığımız ve yapıyor olduğumuz dokunmalar ne tatlı. Bu hayatlar bunu kendi üstlerine alınsalar da ne fark eder? Helali hoş olsun. Farketmeden de dokunuyoruz etrafa. Dün akşam yanına gelip sana birşeyler fısıldayan kişi bunun kanıtı!


Aslında hep okurken kendimi iyi hissettiğim Küçük Prens romanından çıkmış gibisin.
Küçük Prens konulu konularda hep yanımda olman, saflığıma beni sevindirmene seviniyorum.

Şanslıyım.

Senin eserlerini bile bodozlama eleştirip, sevdim sevmedim dediğim zamanlar için de tesekkür. Bana bu lüksü sağlaman, senin tam bir insan olmandandır. Sen çizersin ben sevmem ve bu sadece çizdiğinle ilgilidir, senle değil. Yeri gelmişken beni çizdirtme ve sen çiz bol bol. Bana çizim takımı almayan utansın.

Şanslıyım, teşekkür ederim sana!



.ILUSTRASYON Coka İÇİNDEKİ de Coka.