Çarşamba, Mart 28

Papatya, badem, kalabalık.

Ben üniversiyeti 9 kişi okudum.
Lise çok kalabalık gelirdi.

Sanırım birebir benim işim..Mürebbiyem olup onunla ögrenmek. Elif'le çalıştıgım gibi mesela.

Bugün eskiden oldugu gibi 99 ve 2000lerde günlük tutmaya karar verdim.
Yorgun geldim eve, ders tarihti yoga tarihi, sadece ders değil dersin ve etrafıdakilerin hissettirdikleri ile farklı bir deneyim yaşadım. Buenos Aires kısmının diken diken etmesi sahnesi güzeldi.

Biraz tiyatral kısımlarda vardı.

Hayatı gözlemeleme tehlikesinde olabilirim.

Yarın akşam planım güzel..

Bu akşam rüyamda kimseler olmasa ancak bugün kafama aldıklarımı düşünürsek imkansız gibi..
Kimse olmasın da rahat rahat uyuyabileyim.

Merak etmeye başladıgım biri var.
Daha da var tanışmama..
Yapmayı istediğim bir konuşma da var.

Cumartesi, Mart 17

Başlıklar halinde bir yazı

İnsan zehirlenmesi, vucütta nem fazlası, havanın içindeki su oranı, önceki tarihlerde aldıgın ve yeni okumaya başladıgın kitaplar ve önceden tanıyıp daha sonradan daha sık görüşmeye başladıgın insanlar arasındaki bağlantı, aklından geçen bir kimsenin ya kitap satırlarında veya dergi makalesinde karsına cıkması, verilen sözler bu bir tamirciye bile olsa, acık ortamlarda ses dengesi nasıl olmalı bu haftadan geriye kalanlar..yazmak istediklerim ve Bodrum var işin içinde bir de Kaş.

Pazar, Mart 11

Birant

Konustuk. Hayat diye özetledik konuyu. Kısa ama derin. Anlaşılmak bu olsa gerek, ruhunu bilmek karşındakinin onun da sana açık olması lafları alınmadan kendi komplekslerine yenilen algılardan geçirmeden dinlemek konuşmak ve paylaşmak. Karşıdakinin laflarının sadece senin iyiliğin için ve sana yarar getireceğini bilerek söylenmesi. Saygılı ve kırıcı olmadan hiç. İki tarafta da oncesi ve sonrası olması. Konuşmazsak olmazdı kısmı. Boş değil. Kafa açıcı ve ileriye götüren sevgi dolu. Herkesin kendi düşündüğünün dısında bir bakış acısına ihtiyacı var.
Buruk ama mutluyum. Havaalanları ilginç nerdeyse hayatın ta kendisi olan kavuşma ve ayrılık anlarına yer veriyor.
Sevgimi yeterince gösteriyor muyum? Gösterebiliyor muyum bilmiyorum.
Orda olmak en güzel kanıtı değil mı?

Çağirinca gelmek kadar hoş bir şey var mı? Özgür ama sıkı bir ask istiyorum.
İhtiyac değil istek yasama yasam katsın diye!
Yazıda bir cok duygunun yoğunluğu var, icinde cok konu var serilin ortaya açılmayı bekleyen.. Acmak lazım içimi dolduran onca güzel his gibi bu yazınin cümlelerini... altı dolmalı, ifadesini kağıtta bulmalı varlar, hak ediyorlar bunu. Gözlerine bakmak yeterli, gözlerime bakman yeterli. Yasamak,
konuşmadan.

Not: bu yazı bitip kitabıma devam ederken karşılaştığım satır :

Alışageldigimiz düşünceleri altüst eden karşıtlıkların temelinde, içsel yaşantılarımızı normal konuşma diliyle anlatmak zorluğu yatmaktadır.
Defne dün derste o hareketi yapmak için zander olmak veya bebek olmak gerek dedi.
Didem'e Leyla'nın hareketlerini yoga yoga diyisim aklıma geldi.
Cocukların cok şey bildigi büyüyünce unuttukları ve hayvanlar.. Yargilamiyorlar, çıkarcı değiller, konuşmuyorlar meraklılar sadece..

Perşembe, Mart 8

Sevdiğim Kadınlar

Güzel uyandım.

Salı, Mart 6

The Nature of Observation

Yoga practices involve an understanding of the play of the five elements in the human being and nature and require a training of the organs of action and perception that correspond the each of these elements.

Yogic meditation is entered by concentration on inner sound or inner light.

Since the practice of asana involves the use of form, ı have chosen to give purely visual information using the body in action as the means of communication

To understand these movements one must learn to see with the external eyes and the inner eye in the mind. As this way of seeing is mastered the inner light and inner heat will both increase. Form light and heat are all the products of the element fire. It is the fire generated by the friction incurred in motion and is responsible for the sense of touch.

The conscious integration of form and motion leads to sensitivity in action. One begins to sense the operation of the vital wind in the movements one observes and the movements one performs

Shadow Yoga.

Shadow Yoga


The mastery of the full form can take anything from 3-7 years, it all depends on the individuals capacity. One should never go beyond one's limit. By exceeding one's limit one enters a zone of danger and potential of injury. This should be avoided through the exercise of patience at all times.
The essence of Yoga practice is learning how to avoid or overcome obstacles without rupturing the laws of nature. People of poor health should seek guidance from thier physicians before attempting the practice.
The purpose of yoga is enlightment through discriminitive wisdom.  It manifests to diffrentiate the soul from all that is not the soul.
Shadow Yoga.

Pazartesi, Mart 5

Mart ayı .... ayı.

Erken uyanmak, kendini dinlemek ne güzel.
Evde yoga yapmak, çok değişik bir his.

Dünden beri aklımda olan neden dudaklarım çatlıyor ve dişim arada ağrıyor sorularının cevabını bu sabah A vitaminim eksik diye cevapladım, internetten araştırarak konunun sağmalasını da yaptım.
Balık yağında bulunan yükse A vitamini haberi de iyi geldi, her nedense balık yağı içmem gerektiğini de bir şekilde hissetmiştim. Ya neden fındık cekiyordu canım ve dişim agrıyordu?

Mart ayı neler olacak merak ediyorum, ekmiş olduğum tohumlar tutacak mı?
Tam mevsimine de geliyoruz.

Nisan'da katılamayacak oldugum workshop'lar beni üzüyor.

Mart ayının dost ir ay olmasını beni şaşırtmasını istiyorum. Başlıktaki boşluğu bu ay sonunda dolduracağım.

Bakalım hangi sıfat çıkacak?

Koridor.

Haftam nasıl başladı, ofise gelir gelmez yaşanan insan kendini bilmezliğini saymaz isek güzel. Saymayalım.

Kimse kimseye beni idare ben şu an fenalık geçiyorum deme lüksüne sahip değil, hele ki ölüm kalım meselesi değil ise konuşulan. Yüze telefon kapatmak, kapatabilmek tüm bunlar çok büyük tepkiler ve sanırım anger management denen veya Cem Mumcu'ya başvurulması gereken kıvamda, yapılmış olan işi düzeltimesime kaldı ki yanlış hayati değil hizmet de etmiyor.

Erkenden uyanıp kuş sesleri ile evden çıktım ve yogaya gittim. Ağaç hareketinde ilginçti bu sabah dengem daha iyi gibiydi. Cumartesi gecesi dışarı çıktım diye Pazar sabahı tuhaf bir vicdan azabım vardı. bunda yoga dersime söz vermiş olmasan da kahvaltıya gideceğimi belirtip kesinlik gözümü açamamış olmamnın büyük etkisi var. Rakı ile şarap karışmaz kim dedi ise iyi demiş. Kaldı ki yüksek miktarda değildi karışım, 2'ye bir ölçüsü nasıl da dengemi altüst etti, belki de guinness işe hiç karışmamalıydı. Tüm bu karışımlardan beni kurtarmak isteyen Ayran'a çok şey borçluyum, Ece ve Fuat ikilisine de.

Pazar sabahı erken başlamamak, 12:30'larda yataktan çıkmak, sürünerek banyoya gitmek filan beni çok mutsuz etti, böyle bir konuda mutsuz oldugum için aslında sevindim, demek ki değişmişim, içimde vicdan azabı yerleştiğine göre gece çıkıp sadece yemek bile olsa içki içmenin anlamsızlığı.. Karıştırmam için bir daha hiç bir şey olamaz,kötü şarap içmek iyi bir şey değil. Babamın gazetelerde okudugu sahte içki haberleri de çabası oldu.

Herşey aslında yerli yerinde güzel, tamamen geçiş dönemi yan etkileri yaşadıklarım.
Koridor'dayım.

Cumartesi, Mart 3

Kar yağsın ben bakarım!

Bugün soğuk olacak diye uyandım, evet buz ancak kalbim sımsıcak..Ellerim ve ayaklarımın altıda..Ruhum elimdeki ojelerden bir koyu kırmızı. Hazır. Bir şarkıya bir de fotografa aşık oldum bugün. Yoga'da çok iyi hissettim, sorum yok, açılımım var, Defne ile aynı dili konusuyoruz, hanumasana yapma sen bugün diyor ve anlıyorum. Kendimi gördüm onda diye kıl oldum en basta, ne sert ne kötü uyarıyor dedim, kendimden uzaklastırdıgım insanlar geldi tek tek aklıma, sertliğimden mütevellit. Aşık aşık gittiğim yoga'da bu kadar hassasken kafa göz bırakmıyor yorumları ile çarpıypr tokatları.  İyi ki yaptın Defne, ben kendimle yüzleşmesini seven biriyim, aynı konuda ya hiç tokat yemem ya da yersem bir daha hayatta yemem.
Seni seviyorum. Teşekkür ederim.

Yağan karlar bana heyecan veriyor, yanlız arada açmış bir bahar dalı var ki o bana hüzün verdi, senirken üzülmesem ben olmam ki zaten, illaki tadını ararken hayatın tuzunu bulurum bir yerinden çıkarırım.. Hüzünlendim aklıma tam herşey yolunda giderken o da seviyor demişken giden kişi geldi. Bu durum çok canice, içinde can olup acılı bir kelime canice, yemek yaparken tam yemek kıvama gelecekken çat ocagı kapatmaktan farksız. Anlamadıgım bir durum bu, herkes iyi gibiyken bir anda film neden kopar?

Bahar dalı açmış canım kendince hava hava biraz sıcakladı diye, çat tepesine kar, gene de romantik!  Güçlü ol diyor doğa, öğretiyor, sen çiçeklenirken bir olay gelir bulur seni alır alaşağı eder, sana gene de ayağa kalkmak düşer, solmak değil.

Yaşarken sevdiğim bir şey bu, düşüse teğet geçip kırılmadan kıvrılıp tekrar dik durmak, yere yapışayazmışken dikleşeşip yürümeye koyulmak.

Yazmak sen harikasın, yoga sen ne harikasın, aşık olunacak ve sana geri aşık olacak bir şey yoga. Senle sen arasında. Özel çok özel.
Sen ona ilgi gösterdikce sana öyle bir ilgi gösteriyor ki, kendi yaptıgına sanki bir baskası yapıyor hem de senin için gibi seviniyorsun. Kendi içinde halletmek olayı bu olsa gerek.

Ben ne harikayım!
Yağsın karlar, kocası öldükten sonra bir daha evlenmeyen canım adam gibi madam Despina'nın huzurunda bir rakı içeyim, yoga'ya, yazıya ve kendime!



Not: Bu akşam  için vesile olan Deniz'in doğumunu kutlarım.
Onun gözlerinde gördüğüm her duyguyu seviyorum, olumlusundan olumsuzuna. Nedeni yok, başkasında görsem değil kutlaması hastanesine bile gitmeyecekken o kız farklı. Gözlerinde var birşey! Sıcak ve o da kırmızı.