Pazartesi, Mart 5

Koridor.

Haftam nasıl başladı, ofise gelir gelmez yaşanan insan kendini bilmezliğini saymaz isek güzel. Saymayalım.

Kimse kimseye beni idare ben şu an fenalık geçiyorum deme lüksüne sahip değil, hele ki ölüm kalım meselesi değil ise konuşulan. Yüze telefon kapatmak, kapatabilmek tüm bunlar çok büyük tepkiler ve sanırım anger management denen veya Cem Mumcu'ya başvurulması gereken kıvamda, yapılmış olan işi düzeltimesime kaldı ki yanlış hayati değil hizmet de etmiyor.

Erkenden uyanıp kuş sesleri ile evden çıktım ve yogaya gittim. Ağaç hareketinde ilginçti bu sabah dengem daha iyi gibiydi. Cumartesi gecesi dışarı çıktım diye Pazar sabahı tuhaf bir vicdan azabım vardı. bunda yoga dersime söz vermiş olmasan da kahvaltıya gideceğimi belirtip kesinlik gözümü açamamış olmamnın büyük etkisi var. Rakı ile şarap karışmaz kim dedi ise iyi demiş. Kaldı ki yüksek miktarda değildi karışım, 2'ye bir ölçüsü nasıl da dengemi altüst etti, belki de guinness işe hiç karışmamalıydı. Tüm bu karışımlardan beni kurtarmak isteyen Ayran'a çok şey borçluyum, Ece ve Fuat ikilisine de.

Pazar sabahı erken başlamamak, 12:30'larda yataktan çıkmak, sürünerek banyoya gitmek filan beni çok mutsuz etti, böyle bir konuda mutsuz oldugum için aslında sevindim, demek ki değişmişim, içimde vicdan azabı yerleştiğine göre gece çıkıp sadece yemek bile olsa içki içmenin anlamsızlığı.. Karıştırmam için bir daha hiç bir şey olamaz,kötü şarap içmek iyi bir şey değil. Babamın gazetelerde okudugu sahte içki haberleri de çabası oldu.

Herşey aslında yerli yerinde güzel, tamamen geçiş dönemi yan etkileri yaşadıklarım.
Koridor'dayım.

Hiç yorum yok: